Kırmızı tüylü ağaçkakan Woody, özlemle dolu bir yürekle kalıcı bir yuva arayışındaydı. Ormanın sessizlikleri, onun içindeki boşluğu derinleştiriyordu. Ancak, ansızın karşısına çıkan Camp Woo Hoo isimli yaz kampı, ona umut ışığı gibi parladı. İlk bakışta sıradan bir yaz eğlencesi gibi görünen bu mekan, Woody için bir kurtuluşun kapısını aralıyordu. Camp Woo Hoo’nun doğal güzellikleri, huzur dolu atmosferi ve içinde barındırdığı samimi ortam, onu derinden etkiledi ve buranın bir yuva olabileceğine dair güçlü bir inanç verdi. Kampın sıcaklığı ve içtenliği, Woody’nin kalbini hızla kazandı. Her gün bir mucize gibi geçmeye başladı; yeni dostluklar kurdu, doğayla iç içe geçirdiği zamanların tadını çıkardı. Ancak, zaman ilerledikçe bu sakin ve huzurlu düzen tehdit altına girdi. Woody, tam hayallerindeki yuvayı bulduğunu düşündüğü anda, beklenmedik bir müfettişin kampı kapatma tehdidiyle karşılaşmasıyla sarsıldı. Bu ani tehdit karşısında Woody’nin içindeki savaşçı ruh yeniden canlandı. Artık onun için Camp Woo Hoo’da yaşamak sadece bir rüyadan ibaret değildi, aynı zamanda bir mücadele alanına dönüşmüştü.