Havacılık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olay, genç bir Gizli Servis ajanının hayatını sonsuza kadar değiştirecek bir dizi olayla Air Force One’un uçuş rotasında patlak verir. Kariyerinin başlarında olan bu genç ajan, henüz acemi biri olarak düşünüyorken beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalır. Kendisine hâkim olmakta zorlanırken, deneyimsizliğiyle yüzleşirken, bir anda dünyayı sarsacak bir enerji anlaşmasının sabotaj girişimiyle karşı karşıya olduğunu öğrenir. Teröristlerin uçağı kaçırma girişimiyle, sadece Başkan’ın hayatı değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin ve dünya barışının da tehlikeye girdiği büyük sonuçlar doğurabilecek bir krizle karşı karşıyadır. Genç ajan, cesaretini ve becerilerini zorlamaktan başka çaresi olmadığını fark eder ve sorumluluk almak zorunda olduğunu kabul eder. Artan sorumluluk altında, tarihin akışını değiştirebilecek bir çatışmada kendini ateşin içine atmak zorunda kalır.
Bir an için dünya durmuş gibi gelir genç ajanın düşüncelerine. Göreviyle yüzleştiği anda, içindeki kıvılcım büyük bir alev halini alır. Cesaretiyle donanmıştır artık. Gökyüzünde sürüklenen uçağın içinde, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda bir karar anıdır bu. Ve o, kararını verir. Belirsizliklerle dolu bu yolculukta, umudun pusulası olmayı seçer. Cesaretinin ışığında ilerlerken, görevinin ne kadar büyük olduğunun farkındadır. Ve bu farkındalık, onu ateşin içine atmaktan alıkoyamaz.