Wynne, karanlığın kucağında savrulan bir yaprak gibidir, adeta hayatın en karmaşık labirentinde kaybolmuş gibidir. Nişanlısının beklenmedik ölümüyle yıkılan genç kadın, derin bir çöküntünün pençesine düşmüştür. Acının sancısıyla boğuşurken, iç dünyasında bir fırtına kopar, umutsuzluğun sisleri onu adeta sarhoş eder. Her gün, bir öncekinden daha derin bir karanlığa gömülürken, ruhu adeta bir zindanın içinde hapsedilmiştir. Stres ve keder, onun varlığını sararken, her an patlamaya hazır bir volkan gibi içini kemirir. Fakat bir gün, beklenmedik bir mesajla cep telefonu titrer. O rahatsız edici görüntüler, adeta bir hayaletin şarkısını fısıldarken, geleceğin sisli manzaralarını resmeder. Bu korkunç vizyonlar, Wynne’in içindeki dehşeti daha da körükler, onu umutsuzluğun karanlık labirentlerine sürükler. Ancak belki de bu yolculuk, ona içindeki gücü keşfetme ve gerçek huzuru bulma şansı tanır. Belki de geçmişin zincirlerini kırıp, geleceğin parlak yıldızlarına doğru ilerlemesini sağlar.