Yedi yabancı, hayatlarının en tuhaf ve korkutucu anını yaşıyordu. Farklı şehirlerden, farklı geçmişlerden gelen bu insanlar, bilinmeyen bir güç tarafından karanlık bir malikaneye çekilmişlerdi. Gözlerini açtıklarında, kendilerini ürkütücü bir atmosferin içinde buldular. Güneş ışığından mahrum kalan bu mekanda, sadece bir saatlik bir süreleri vardı.
“60 dakikanız var, aksi takdirde hepiniz öleceksiniz” şeklindeki mesaj, onları ölümün soğuk nefesini enselerinde hissettirdi. Panik ve korku içinde kaçmaya çalışsalar da, görünmez bir duvar onları bu lanetli mekanda tutuyordu. Zaman ilerledikçe, her birinin geçmişi karanlığın içinden fısıldamaya başladı. İşlenen hatalar, ihanetler ve pişmanlıklar, adeta birer hayalet gibi onları takip ediyordu.
Kaderin bu garip oyunu, yedi yabancıyı birbirine bağladı. Hayatta kalmak için ortak bir mücadeleye girmek zorundaydılar. Geçmişlerinin karanlık sırlarını açığa çıkarırken, birbirlerinde güç ve dayanışma buldular. Belki de bu lanetli malikane, onları kurtuluşa değil, gerçek benlikleriyle yüzleşmeye götürecekti.