Yıllar boyu birlikte geçirdikleri zamanın ardından Ruth ve Harry, hayatlarında yeni bir sayfa açmaya karar verirler. Doğaya olan özlemleri artık dayanılmaz bir hal almıştır. Bu yüzden, ertelenmiş olan doğa maceralarını deneyimlemenin zamanı gelmiştir. Ancak, bu basit bir doğa gezisi olmayacaktır. Harry’nin inatçı tutkusuyla birlikte, sırt çantalarını alır ve Kuzeybatı Pasifik’in derinliklerine doğru yola koyulurlar.
Ormanın içinde ilerlerken, doğanın çarpıcı güzellikleri arasında kaybolurlar. Aniden, beklenmedik bir sürprizle karşılaşırlar. Siyah bir maddeyle kaplı bir geyik cesedi! Harry, endişe dolu bir ifadeyle bu manzarayı inceler. Bu, belki de bir hastalığın habercisi olabilir. Ruth, titreyen ellerle etrafa bakarken, başka bir gizemle karşılaşır. Bir mağaranın karanlığına doğru adım attığında, gözlerine mavi bir su birikintisi çarpar. Derinliklerinde gizlenen sırlar, onları daha da büyüleyici bir maceraya sürükler.
Her adımda, gerçekliklerinin sınavdan geçtiği bir dünya keşfederler. Artık, sadece izleyen değil, doğanın içindeki sırları keşfeden birer maceraperest olarak hareket ederler.