Elyas, bir zamanlar cesur bir kahraman olarak anılan, ancak savaşın karanlık yüzüyle tanıştıktan sonra derin yaralar olan bir adamdır. Afganistan’daki görevi sırasında yaşadığı zorluklar, zihninde derin izler bırakmıştır. Artık eski günlerin cesur askeri değil, geçmişin hayaletleriyle yüzleşen bir bireydir. Kendi yalnız dünyasında kaybolmuşken, hayatı beklenmedik bir teklifle değişir. Orta Doğu’dan Amina ve onun 13 yaşındaki kızı Nour’un korunması için ona sorumluk verilir. İlk başta sıradan bir iş gibi görünen bu görev, kısa süre içinde karmaşık ve tehditkar bir hale gelir. Elyas, bu durumun iç yüzünü değerlendirirken, başkalarının niyetlerini sorgulamaya başlar. Amina ve Nour’un etrafındaki tehlikeler gerçek mi, yoksa zihin oyunlarının birer yansıması mı? Bu soruları yanıtlarken, Elyas geçmişteki savaşçı ruhunu yeniden ortaya çıkarmaya zorunlu kalır; çünkü bu sefer bahsi geçenler sadece başkalarının hayatları değil, kendisinin de hayatıdır.