Minako, bilinmeyen bir coğrafyada kendini bulduğunda, yaşam ile ölüm arasındaki sınırların ne kadar belirsiz olduğunu keşfetmek için bir yolculuğa çıktı. Molozların arasına serilmiş kumsal, sadece fiziksel bir manzara değildi; aynı zamanda içsel bir yolculuğun başlangıcıydı. Sessizce kıyıya vuran dalgalar, Minako’nun ruhunda bir fırtına yaratırken, onu derin bir düşünce ve duygusal karmaşaya sürükledi. Ryo’nun akıbeti hakkında endişelenirken, beklenmedik bir şekilde karşılaştığı diğer karakterlerle birlikte, Minako’nun içsel yolculuğu daha da karmaşık hale geldi. Artık yaşamın sınırlarının ötesinde olduğunu fark eden Minako için, Geçit Töreni adeta bir kurtuluş ve yeniden doğuş fırsatı sunuyordu. Ölülerle yaşayanlar arasındaki bağları koparmadan önce son bir veda ve kavuşma fırsatı sunan bu ritüel, Minako’nun içsel huzura ve anlayışa ulaşmasına yardımcı oldu.