
1971 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde yaşanmış olan bu gerçek olay, askeri rejimin korkutucu yüzünü gözler önüne seriyor. 1960’ların sonlarına doğru, Brezilya derin bir karanlığa bürünmüştü. Bu zor zamanlar, Rubens ve Eunice için sadece hayatta kalma mücadelesi değil, aynı zamanda beş çocuklarıyla birlikte bir yaşam kurma çabasını da ifade ediyordu. Evlilikleri, zorlukların arasında bir sığınak haline gelirken, dostları için bir güvenli liman olmuştu. Ancak bir sabah, her şey değişir; Rubens, rejim güçleri tarafından alıkonur ve bir daha kendisinden haber alınamaz. Bu kayıp, Eunice’nin dünyasını alt üst ederken, ruhunda bir çatlak açar. Bir anne olarak, çocuklarıyla birlikte direnebilmek için içindeki gücü bulması gerektiğini anlar. İşte böyle başlayıp gelişen bir hikaye, Brezilya’daki karanlık dönemin izlerini taşımaktadır.