Bir kasabanın alışılmış sakinliğinde, Jan Vokes’in günleri birbirini takip ederken, monoton bir yaşamın içine sıkışıp kalmış hissediyordu. Gündüzleri market raflarını düzenleyip, geceleri barlarda içki servisi yaparak geçimini sağlarken, Jan’ın içinde bir şeyler eksikti. Bu eksikliği gidermek için içindeki tutkuyu yeniden keşfetmeye karar verir. Hayvanlara olan derin sevgisi ve özellikle atlara duyduğu hayranlık, onu heyecan verici bir yolculuğa çıkarır. Kasaba halkının gülüşmeleri arasında, yarış atı yetiştirme hayalini dile getirir ve genç bir at olan Dream’i bulur. Çevresindeki komşuları ve arkadaşlarını projeye dahil ederek maddi destek sağlar. Kasabanın skeptik bakışlarına rağmen, Dream ile çıktıkları bu yolculuk, yerel yarışlardan ulusal yarışmalara uzanan büyük bir başarıya dönüşür. Jan ve ekibi, sıradan bir yaşamın ötesinde büyük bir değişimin kapılarını aralar. Bu süreç, Jan’ın hayatında ve kasabanın genelinde kalıcı izler bırakır.