Mekke’nin kutsal topraklarına doğru ilerleyen Abraha’nın fil ordusu, gökyüzünü kara bir ölüm bulutu gibi kaplayarak yaklaşırken, şehir halkının yürekleri de kara kara düşüncelerle doluydu. Özellikle de, Hz. Amine gibi masum yüreklerin içinde, geleceklerini kurtaracak bir umut kırıntısı bile yoktu. Abraha ise, filleriyle adım adım ilerlerken, Mekke’nin savunmasızlığını kendi zaferi için bir fırsat olarak görüyordu. Gururla doldu ve ilerledi, adımlarını zaferin ezgisiyle birleştirerek. Ancak, hiç beklemediği bir şekilde, gökyüzünden inen binlerce ebabil kuşu, filleri adım atmadan geri çekilmeye zorladı ve ardından taş yağmuru başladı. Bu mucizevi olayın ardından, Abraha’nın ordusu darmadağın oldu, zaferi tükenmişliğin içinde kalan Abraha, kudret karşısında boyun eğdi. Ve mucizevi olaydan tam bir ay sonra, Hz. Muhammed’in dünyaya gelişiyle, Mekke’nin kaderi sonsuza kadar değişti.