İki genç, birbirleriyle oldukça yakın dostlardı ve birlikte geçirdikleri günlerde hem ergenlikle gelen sıkıntıları aşmaya çalışıyor, hem de lise hayatının zorluklarıyla başa çıkmaya gayret ediyorlardı. Ancak bir gün, hayatları beklenmedik bir dönemece girecekti. Bir sabah uyandıklarında, bu gençler organlarından gelen bir ses duyduklarında, yaşadıkları şaşkınlığı tarif etmek zordu. Ne olduğunu anlamakta zorlanan gençler, zaman içinde bu durumu kabullenmeye başladılar. Organları, onlara yön vermeye başlamıştı. Zamanla, organları sebebiyle birbirlerine karşı uygunsuz hisler beslemeye başlayan gençler, bu durumla başa çıkmanın yollarını aramak zorunda kaldılar. Utanç verici dürtülerle mücadele etmek, hem arkadaşlıklarını hem de kendi iç dünyalarını sarsan bir deneyime dönüşmüştü. İki genç, bu tuhaf durumu birlikte aşmaya çalışırken, yaşadıkları zorluklarla başa çıkmanın yanı sıra, aralarındaki dostluğun gerçek bir sınavdan geçtiğini fark ettiler. Organlarıyla olan bu tuhaf bağ, hem komik hem de düşündürücü anlara sebep olurken, gençler, birbirlerine destek olma ve sıra dışı bir dostluğun zorluklarıyla baş etme konusunda yeni bir perspektif kazandılar.