Sam Wilson, Başkan Thaddeus Ross’un ofisine ilk adımını attığında, elinde tuttuğu dosyanın ötesinde bir gerçek olduğunu fark etti. Bu, hepsinden daha fazlasıydı; dünya, geri dönülemez bir felaketin eşiğindeydi ve bu tehlikeli planın işleyişi çoktan başlamıştı. Her şey, çöküşe doğru hızla ilerliyordu; devletler, sistemler, insanlar… Sam, bu karmaşayı durduracak tek kahraman olduğunun bilincine vardı. Artık her adımı, milyonların geleceğini etkilemekteydi. Global felaketi önlemek adına bu zinciri kırmak için acil olarak harekete geçmeliydi. Ancak zaman onun aleyhinde çalışıyordu; her geçen saniye, daha fazla kayıp ve daha çok yıkım demekti. Bu onun için bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmişti. Dünya ya kurtulacak ya da tamamen yok olacaktı. Alternatif yoktu.