Bir akşam, şehrin gri silüetleri arasında, yağmurun yavaş yavaş düştüğü bir sokakta, iki kardeş yıkılmış ruhlarıyla yürüyüş yapıyordu. Borçların gölgesinde ezilen hayatları, her geçen gün daha da karanlık bir hale geliyordu. Kendi kendilerine yardım edebilecek bir umut ararken, kardeşlerin aklına cesur ve akıl almaz bir fikir geldi: ölen bir adamın mezarını açmak ve ona ait olan fidyeyi talep etmek! Bu plan, başlangıçta sadece bir umudu yaşatmaya çalışan bir cesaret hamlesi gibi görünse de, kısa süre içinde büyük bir karmaşa ve tehlike içinde bulacakları bir serüven haline gelir. Mezarı açma cesaretini gösterdiklerinde, kendilerini beklenmedik şekilde ölümcül bir figürün karanlık gölgesinde bulurlar. Fidye talep ettikleri adam, tahmin ettiklerinden çok daha tehlikeli bir kişilik çıkar ve bu cesur girişim, onları tehlikeli bir maceranın içine çeker.