Avustralya’nın kurak topraklarında yükselen Limbo kasabası, unutulmuşluğun kollarında sıkı sıkıya sarılmıştır. Bu çorak arazilerde, dedektif Travis Hurley gibi görevlendirilenler, çözülmesi imkansız gibi görünen sırlarla başa çıkmak için adım atarlar. Travis, yirmi yıl önce meydana gelmiş bir cinayeti çözmek üzere atanmıştır ve bu cinayetin perde arkasında yatan sırları gün yüzüne çıkarmak için kararlıdır. Bir zamanlar sessiz sedasız yaşamış olan bir Aborjin kadının ölümü, kasabanın derinliklerine gömülmüş karanlık bir sırrı içinde barındırır ve bu sır, Travis’in araştırmasıyla açığa çıkacaktır. Ancak Travis’in en büyük engeli, mağdurun parçalanmış ailesinin karmaşık yapısıdır. Yıllar içinde kaybolan bağlar, kasabanın içinde derin yaralar açmıştır. Fakat Travis, duvarları aşarak, ailenin iç dünyasına ulaşır. Her sohbet, her anı, cinayetin ardındaki sırları aydınlatmak için birer fırsat sunar. Ve zamanla, kasabanın derinliklerinde gizlenmiş gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkar. Travis, her bir parçayı titizlikle bir araya getirirken, cinayetin perde arkasındaki karmaşık örgüyü çözmek için adım adım ilerler. Şüphelilerin ve tanıkların anlattığı hikayeler, gerçeğin izini sürmek için birer pusuladır. Ancak bu yolculuk, sadece adaletin peşinde koşmakla kalmaz, aynı zamanda Travis’in kendi iç dünyasında da derin bir keşif yolculuğuna dönüşür.