Neşe ve arkadaşları, yıldızlı bir yaz akşamında bahçede kamp yapıyorlardı. Ateşin etrafında toplanıp sohbet ederken, gökyüzünde parlak bir ışık belirdi. Işık hızla yere doğru indi ve bir meteor gibi yere çakıldı. Merakla olay yerine giden çocuklar, kraterde baygın yatan bir genç adam gördüler. Adamın yanında, gümüş rengi bir taç ve elinde ise bilinmeyen bir dilde yazılmış bir parşömen vardı.
Neşe, cesaretini toplayarak adamı kaldırdı ve eve götürdüler. Adam uyandığında hiçbir şey hatırlamıyordu. Hafızasını kaybetmişti. Neşe ve arkadaşları ona “Yıldız” adını verdiler ve ona yardım etmeye karar verdiler. Parşömende yazan dilin bir masal dili olduğunu keşfettiler ve Yıldız’ın bir prens olduğunu öğrendiler.
Yıldız, masal diyarından geldiğini ve bir büyü sonucu gerçek dünyaya düştüğünü anlattı. Geri dönemezse masal diyarında karanlık ve kaos hakim olacaktı. Neşe ve arkadaşları, Yıldız’ı masal diyarına geri göndermeye karar verdiler.