Monk, Kovid-19’un karanlığında kaybolmuş bir ruhtu. Sevgili eşi Trudy’nin kaybı ve obsesif kompulsif bozukluğu ile boğuşurken, bir milyarderin hain planları onu bambaşka bir maceraya sürükledi. Müstakbel damadının cinayet komplosuna dahil olmasıyla, Monk’un keskin zekası ve adalet duygusu harekete geçti.
Her adımda, Monk’un dedektiflik becerileri ve sıra dışı bakış açısı, komployu saran gizem perdesini araladı. Detaylara olan takıntısı, cinayetin en ufak ipuçlarını bile gözden kaçırmamasını sağladı. Aynı zamanda, Trudy’nin anılarını canlı tutmak, ona bu zorlu mücadelede gereken gücü verdi.
Monk, sadece komployu çözmek için değil, aynı zamanda Trudy’ye kavuşma umudu için de mücadele ediyordu. Acaba bu iki hedefe de ulaşabilecek miydi? Adaletin keskin kılıcı, karanlığı aydınlatabilecek miydi?