Agnes, Alderney adasının sakinliğine sığınmış bir genç kadındı. 1964 yılıydı ve dünya büyük değişimlerin eşiğindeydi. Agnes ise telefon santralinde, sessiz ve sakin bir hayat yaşıyordu. Ta ki o güne kadar.
Bir gün, Agnes’in telefonuna gelen gizemli bir arama, her şeyi değiştirdi. Arayanın kim olduğunu ve ne istediğini bilmiyordu Agnes. Tek bildiği, birinin büyük bir tehlikede olduğuydu.
Agnes, sakin ve soğukkanlılığını korumaya çalışarak arayanın verdiği az sayıdaki bilgiyle bir soruşturma başlatmaya karar verdi. Küçük kasabanın her köşesini karış karış aramaya başladı. Herkesin bir sırrı olduğunu ve her köşede bir tehlike pusuda bekliyordu.
Agnes, bu gizemli olayı çözmek için her şeyi göze almıştı. Artık geri dönüş yoktu. Ya gerçeği ortaya çıkaracak ya da karanlıkta kaybolacaktı.