Helin, ailesinin baskısıyla istemediği bir adamla evlenmekten kaçar. Sevdiği adamla birlikte yeni bir hayata başlamak ister. Ancak, bu masum başlangıç, zaman içinde acı bir kadere dönüşecektir. Emir, her geçen gün değişmeye ve bilinmeyen bir karaktere bürünmeye başlar. İlk günkü masumiyeti ve sevgisi, bir süre sonra kaybolup gider. Helin, hayalini kurduğu aşkın yerine yabancı biriyle yaşamaya mahkum olur.
Sevdiği adamın duygularındaki bu ani değişim, Helin’in kalbini paramparça eder. Sonunda, Emir tarafından terk edildiğinde, Helin’in dünyası başına yıkılır. Ancak acıları burada bitmez. Sevdiği adamın ihanetiyle yüzleşen Helin, ailesinin de ona inanmadığını fark eder. İddialarını destekleyen Emir’in manipülatif sözleri, ailesi arasında derin bir çatışma yaratır.
Helin’in babası, kızının hayatının mahvolduğunu görünce öfkeden deliye döner. Kızının ihanetini asla affetmeyecektir. Helin’in annesi ise kızının masumiyetinin farkındadır. Ancak, kocasının öfkesini kontrol edemeyeceğinden korkmaktadır.
Helin, ailesinin arasında kalan bir kurbandır. Ne sevdiği adama güvenebilir, ne de ailesine. Sonunda, çaresiz bir şekilde, kendini dağlara atar. Helin’in cesedi, bir süre sonra ormanda bulunur.