Kiel, paralı askerlik dünyasının soğuk ve acımasız bir savaşçısıydı. Geçmişte terörle mücadelede uzman olarak görev yapmış olsa da, şimdi tek derdi hayatta kalmak ve cebini doldurmaktı. Özel bir askeri şirket için çalışarak, onu ölümün eşiğine getiren birçok tehlikeli görevi tamamlamıştı.
Bir gün, Kiel ve kardeşi Piotr, cazip bir teklif aldılar. Diktatörlük altındaki bir ülkeden gelen bu teklif, büyük bir servet vaat ediyordu. Görev ise basit görünüyordu: Deneysel bir silahı ele geçirmek.
Kiel ve Piotr, tereddüt etmeden bu teklifi kabul ettiler. Kardeş sevgisi ve para hırsı, onları bu tehlikeli maceraya sürükledi. Başlangıçta her şey planlandığı gibi ilerledi. Silahı ele geçirmeyi başardılar.
Fakat silahın gerçek gücü ortaya çıktığında, her şey değişti. Bu deneysel silah, insanları dehşet verici ve acımasız canavarlara dönüştürüyordu. Kiel ve Piotr, silahın yarattığı yıkımı gördükçe, vicdan azabıyla boğuşmaya başladılar.
Aniden, Piotr silahın etkisine maruz kaldı ve Kiel’e saldırdı. Kardeşini kurtarmak için Kiel, onu öldürmek zorunda kaldı. Bu trajik olay, Kiel’in ruhunu paramparça etti. Kardeşinin katili olmak, onu derinden sarstı.
Kiel, pişmanlık ve intikam duygularıyla boğuşurken, karanlığa doğru sürüklendi. Kardeşinin ölümünün sorumlularını bulmaya ve intikamını almaya karar verdi. Bu yolda onu bekleyen tehlikelerin farkındaydı. Fakat Kiel için artık geri dönüş yoktu.