Londra, Liv’e her zaman cazip bir şehir gibi gelmişti. Sonunda taşınma hayalini gerçekleştiren Liv, yeni hayatına büyük bir heyecanla başladı. Fakat bu heyecan, kısa sürede sıradan bir rutine dönüştü. Her gün aynı işe gidip gelmek, aynı insanlarla muhabbet etmek Liv’i bunaltmaya başlamıştı. Tam da bu sırada, Liv’in hayatı beklenmedik bir şekilde değişti. Bir gece rüyasında gördüğü gizemli bir adam, onu gerçek bir maceraya sürükledi.
Rüyaların gizemli dünyasına adım atan Liv, Henry ve arkadaşlarıyla tanıştı. Bu sıra dışı insanlar, Liv’e hayal bile edemeyeceği bir deneyim yaşattılar. Rüya seyahatleri, gizemli ritüeller ve unutulmaz maceralar Liv’in hayatını tamamen dönüştürdü. Artık sıradan bir hayat ona göre değildi. Yeni dostlarıyla birlikte keşfettiği bu büyülü dünya, Liv’e gerçek benliğini bulma imkanı verdi. Hayallerinin peşinden koşmaya başlayan Liv, yaşamın sunduğu tüm güzellikleri doyasıya yaşamaya karar verdi.