Şehir ışıkları geceyi aydınlatırken, Saygın’ın yaşamı bu ışıltının tam merkezinde parlıyordur. Göz kamaştırıcı bir tarzla gece hayatının en prestijli mekanlarında adından söz ettiren Saygın, şehrin zengin kadınlarının en çok ilgi gösterdiği adama dönüşmüştür. Her anını lüks içinde geçiren, her detayda mükemmelliği arayan bu baştan çıkarıcı figür, çevresindeki herkesin dikkatini çekmektedir. Fakat, bu dışa dönük görkemli yaşamın derinliklerinde, Saygın’ın içsel dünyasında büyük bir boşluk ve tatminsizlik yatmaktadır. Kadınlara kendilerini özel ve değerli hissettirme konusundaki ustalığı, aslında kendi içsel huzurunu bulmada yetersiz kalmaktadır. Saygın, her ne kadar duygusal olarak başkalarına tatmin sağlamış gibi görünse de, bir gün, Nehir adında saf ve masum bir gençle karşılaştığında, bu boşluk ve tatminsizlik daha da belirgin hale gelir. Nehir’in saf ve temiz ruhu, Saygın’ın hayatındaki tüm dengeyi bozar ve onu kendi içsel huzuru ve gerçek mutluluğu arama yolunda derin bir hesaplaşmaya sürükler. Nehir’in masumiyeti, Saygın’ın her şeyin mükemmel olduğu görünümünü bir anda altüst eder, lüks ve gösteriş dolu yaşamını sorgulamasına neden olur.