Paris’in loş ışıkları altında varlığını sürdüren bir efsane vardı: Ölülerin Kraliçesi Zee. Yıllar boyunca sayısız insanın ölümüne sebep olmuş, her suikastı birer sanat eseri gibi işlemişti. Onun adı duyulduğunda, Paris’in yeraltı dünyasında bir sessizlik olurdu; çünkü herkes onun ölümcül yeteneklerinden korkardı. Ancak bir gece, her şeyi değiştiren bir olay yaşandı. Paris’in lüks gece kulüplerinden birinde, Zee, hedefindeki kör kadını öldürmeyi reddetti. Bu hareket, yeraltı dünyasında bir deprem etkisi yarattı. Onun gücünü ve kararlılığını sorgulayan eski müttefikleri, bu hareketi zayıflık olarak gördü. Fakat daha büyük bir tehlike onu bekliyordu: kurnaz bir polis müfettişi, Zee’nin bu kararını inceleyerek onu bir komplonun içine çekti. Bu komplo, yalnızca Zee’nin hayatını değil, geçmişteki karanlık sırlarını da gün yüzüne çıkaracak bir tuzak niteliğindeydi. Artık Zee, hem hayatta kalmak hem de adaletin soğuk yüzüyle yüzleşmek için ölümcül bir savaş vermek zorundaydı.