Fas’ın büyüleyici atmosferinde, kaybolmuş ruhların buluşma noktası olan bir yazarlar kampı, hayatın karmaşası ve duygusal yaralarla başa çıkma mücadelesi veren bir romancı için yeni bir başlangıç vaad ediyor. Yalnız bir yazar, geçmişinde yaşadığı derin kayıpların izlerini silmek için çabalarken, yeni ayrıldığı sevgilisinin acısıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Bu acı, onun içsel dünyasını sarsarken, duygusal bir karmaşa içinde sürüklenmesine neden oluyor. Tam bu karmaşanın ortasında, hayatının dönüm noktalarını arayan genç bir adamla tanışıyor. Bu genç adam, aşkı ve entelektüel arayışları arasında sıkışmış, huzur ve anlam arayışı içinde yanıp tutuşan bir birey olarak öne çıkıyor. İlk bakışta sıradan bir karşılaşma gibi görünen bu an, ikisi için de beklenmedik bir derinlik ve bağ kurma fırsatı sunuyor. Ancak, zamanla bu dostluk, her ikisinin de duygusal dengesini altüst edecek yıkıcı bir aşk hikâyesine dönüşmeye başlıyor. Yaz kampındaki her an, onları bir araya getirirken, geçmişteki yaralarını iyileştirme ve geleceğe dair umutlarını yeniden inşa etme fırsatını sunuyor. İki yalnız ruh, kendi içsel yolculuklarında birbirlerine destek olmanın yanı sıra, hayata dair umutlarını da yeşertecekler. Bu karmaşık süreç, onlara aşkın ve kayıpların ne denli dönüştürücü olabileceğini öğretirken, birbirlerini anlama ve içsel huzuru bulma yolculuklarında derin bir bağ kurmalarına olanak tanıyacak.