Dita, hayatının en huzurlu ve keyifli döneminde, her şeyin mükemmel gittiği bir dönemde yaşıyordu. Kariyeri, arkadaşlıkları ve kişisel hayatı tüm beklentilerini karşılıyordu. Ancak, bu denge bir gün beklenmedik bir olayla sarsıldı. En yakın arkadaşı bir krizle karşı karşıya kaldığında, Dita’nın hayatı alt üst oldu. Aniden, baş belası küçük Mia ve asi ruhlu genç Vanesa ile sorumluluklar yüklenmek zorunda kaldı. Başlangıçta, Dita bu durumu kabul etmekte zorlandı; çünkü çocukların farklı karakterleri ve isyanları, onun sabrını zorlamakta ve ruh halini olumsuz etkilemekteydi. Mia’nın sürekli yaramazlık yapması ve Vanesa’nın başına buyruk tavırları, Dita’yı oldukça bunaltmıştı. Fakat zaman geçtikçe, bu zorluklar Dita’nın içsel bir değişim yaşamasına neden oldu. Her bir çocuğun farklı ihtiyaçlarını anlamaya çalışırken, kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Bu zorlu süreçte, her bir çatışma onlara birbirlerini tanıma fırsatı verdi. Dita, Mia ve Vanesa arasındaki bu gerginlikleri aşarak, sevgi ve bağlılık dolu bir aile olmanın anlamını keşfetti. Zamanla, üçü arasında tuhaf ama güçlü bir bağ oluştu ve bu bağ, onları daha önce hayal edemedikleri bir aile haline getirdi.